Diyanet İşleri Başkanı Erbaş yaptığı açıklamada, “Yaptığımız istişareler neticesinde teravih namazını camilerde değil evlerimizde kılmanın uygun olduğuna karar verdi” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ramazan ayına günler kala önemli açıklamalarda bulundu. Erbaş, “Yaptığımız istişareler neticesinde teravih namazını camilerde değil evlerimizde kılmanın uygun olduğuna karar verdik” dedi. Erbaş, “Şayet bu süreçte salgının seyrine göre camilerimizde teravih namazı kılabilme imkanı olursa bunun da kararını alıp milletimizle paylaşırız” diye konuştu. “ORUÇKEN AŞI OLMAKTA SAKINCA YOK” Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Din İşleri Yüksek Kurulumuzun da açıkladığı gibi gerektiğinde oruçluyken aşı olmakta bir sakınca yoktur ve bu durum orucu bozmaz” uyarısında da bulundu.
Rize’de Din Görevlilerinden oluşan Türkiye Diyanet Vakfı Gönülleri, iyilik götürmek üzere İdlib’e hareket etti.
Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezi organizasyonunda Suriye’de İdlib başta olmak üzere terörden arındırılan güvenli bölgelerde Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı işbirliğiyle yürütülen din hizmetleri ve insani yardım faaliyetlerini yakından görmek ve yetimlerle buluşmak amacıyla Rize’deki Din Görevlilerinden oluşan Vakıf Gönüllüleri İdlib’e hareket etti. Bu sabah dualarla İdlib’e uğurlanan heyet için Rize İl Müftülüğü önünde program düzenlendi. Programda İl Müftüsü Naci Çakmakçı, “Türkiye Diyanet Vakfımız, ‘Yeryüzünde iyilik egemen oluncaya kadar’ şiarıyla gerek yurt içinde gerekse yurt dışında ihtiyaç sahiplerine her zaman iyilik elini uzatmıştır.
Vakfımızın düzenlediği yardım kampanyalarına her zaman can-ü gönülden destek veren Rize halkı hiçbir zaman yardım etmekten geri durmamıştır. Rize halkı ‘Bir iyilik sıcak bir yuva’ temasıyla savaş mağduru aileleri sıcak bir yuvaya kavuşturmak için Türkiye Diyanet Vakfı tarafından başlatılan ve devam eden ‘iyilik konutu’ kampanyasına bu güne kadar 53 konutla destek vererek yardımseverliğini bir kez daha kanıtlamış oldu. Yardımda sınır tanımayan Rize halkına ve Vakfımızın tüm bağışçılarına teşekkür ediyor, Vakfımızın gönüllüsü olarak karşılık beklemeden çalışan her bir görevlimizi de tebrik ediyorum.” dedi. Çakmakçı, “Bugün burada İdlib’de çadırkentlerde yaşayan savaş mağduru ailelerle buluşmak, bölgedeki yetimhanelerde yaşayan ailelere hayırseverlerin zekat ve bağışlarını teslim etmek ve Türkiye Diyanet Vakfı Rize Şubesi tarafından hayırseverlerin destekleriyle İdlib’de yaptırılan 53 iyilik konutunu yerinde görmek amacıyla Din Görevlilerimizden oluşan Vakfımız Gönüllülerini uğurluyoruz. Emanetleri sahiplerine teslim etmek üzere iyilik elçisi olarak gönderdiğimiz kardeşlerimizin yolu açık olsun. Selametle gidip dönmelerini Yüce Rabbimden temenni ve niyaz ediyorum.” şeklinde duada bulundu. İdlib’e uğurlanan heyet ise, “Mazlum gönüller, yaşanılabilir bir hayata kavuşsun diye iyilik için sefere çıkıyoruz. Kana bulanmış İslam topraklarını görmeye, masum insanların çektiği çileleri yerinde görüp maddi ve manevi destekte bulunmaya gidiyoruz. Öksüze, muhtaca kol kanat germeye, yetime kardeş, yoksula sevinç mülteciye ve muhacire ensar olmaya gidiyoruz. Kardeşlerimizin yaralarına merhem olmaya, gözyaşlarını dindirmeye, ümitlerini yeşertmeye gidiyoruz. Umudu ve duası Türkiye ve Türk halkı olan mazluma dayanak, kimsesize sığınak olmaya gidiyoruz. Çaresizlerin duasına, hüznüne, sevincine ortak olmaya gidiyoruz. Ve en önemlisi; bedeniyle olmasa da kalbi, gönlü ve duasıyla mazlum ve mağdur insanların yanında olan hayırsever insanların yardımlarını ve selamını ulaştırmaya gidiyoruz. Yüce rabbimiz seferimizi hayırlı ve mübarek eylesin” şeklinde duygularını ifade ettiler.
Rize Valisi Kemal Çeber, Anadolu Ajansının (AA) 101. kuruluş yıl dönümünü dolayısıyla Rize bürosunu ziyaret ederek, ajans çalışanları ile bir süre sohbet etti.
Rize Valisi Kemal Çeber, Anadolu Ajansının (AA) 101. kuruluş yıl dönümünü kutladı. AA’nın kuruluşunun 101. kuruluş yıl dönümünü dolayısıyla Rize bürosunu ziyaret eden Çeber, ajans çalışanları ile bir süre sohbet etti. Çeber, AA’nın Türkiye’nin en köklü, dünyada da kendisini kabul ettirmiş haber ajanslarından olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: “Çok geniş haber ağı, her yıl ödüller alan, birbirinden değerli fotoğraf ve görüntüleri bize sunan, kadroları ile de güçlü bir ajans. Bizim için en önemli bir yönü de haberleri bize tarafsızlık ve objektiflik içerisinde, sadece haber olarak iletmesi. Sadece Rize’de değil her yerde, toplumun her kesimiyle hem de kamu kurum ve kuruluşları ile iyi ilişkileri olan bir kurum. Çalışanlarından son derece memnunuz. Bu tür kurumlar bizim için önemli. Özelde Rize’de Anadolu Ajansı çalışanlarından, diyaloglarından memnunuz. Bazen bizler bağırırız ama sesimiz çıkmaz. Bizim sesimizi çıkaran Anadolu Ajansı gibi kurumlarımızdır ve değerlerimizdir. Birlikte çalışmaktan son derece keyif alıyoruz. Bütün çalışanları cani gönülden kutluyorum.” Ziyarette Çeber’e, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Hakan Dedebağı ve İl Emniyet Müdürü Nurettin Gökduman da eşlik etti.
Rize İl Genel Meclisi Başkanı İbrahim Türüt, Meclisin Nisan ayı olağan toplantısının birinci birleşiminde yapılan seçimle tekrar İl Genel Meclisi Başkanlığına seçildi.
Meclis Başkanı İbrahim Türüt başkanlığında yapılan toplantıda, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 11. Maddesine istinaden Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerinin ardından 2 yıl geçmesi dolayısıyla bir sonraki Mahalli İdareler Seçimlerine kadar 3 yıl görev yapmak üzere Başkanlık Divanı seçimi yapıldı.
Toplantıya, İl Genel Meclisi Üyeleri ve İl Özel İdaresi Birim Müdürleri katıldı. Mevcut Meclis Başkanı İbrahim Türüt, tek aday olarak girdiği seçimde mecliste üyesi bulunan AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti üyelerinin tamamının oyunu alarak bir sonraki Mahalli İdareler Seçimlerine kadar görev yapmak üzere yeniden Meclis Başkanlığına seçildi. Başkan Türüt, seçimin ardından yaptığı konuşmasında kendisine verilen desteklerden ötürü meclis üyelerine teşekkür ederek “bugün tekrardan meclis başkanı seçilmek bir yana siyasi parti gözetmeksizin tüm meclis üyelerimizin oyunu almak beni ziyadesiyle memnun etmiştir. Seçildiğim ilk günden itibaren meclisimizde hiçbir ayrım yapmadan bir aile ortamı hüviyetinde ortak hareket ederek var gücümüzle çalıştık. Bir dahaki yerel seçimlere kadarki süreçte de aynı inanç ve huzur ortamıyla ilimize ve köylerimize nice hizmetler kazandıracağımız inancındayım” dedi. Toplantının devamında yapılan divanlık seçimlerinde; Meclis 1. Başkanvekilliğine Rasim Çorbacı, 2. Başkanvekilliğine Talat Tüfekçi, Asıl Katip Üyeliklere Hasan İbar ile Talat Tüfekçi, Yedek Katip Üyeliklere ise İbrahim Önder ile Ahmet Koçali seçildi.
TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu’nda, ÇAYKUR’un 2017 ve 2018 yılı hesapları görüşüldü.
KİT Komisyonu’nda ÇAYKUR’un faaliyetlerine ilişkin bilgi veren Çaykur Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ziya Alim, ÇAYKUR’un 47 yaş çay işleme, 1 paketleme fabrikası ve 186 bayii ile Türkiye’de çay sektörünün lider kuruluşu olduğunu söyledi. Genel Müdür Alim, üreticileri mağdur ettirmeyecek regülasyon beklentilerine karşılık gelecek çay alımları gerçekleştirdiklerinin altını çizerek, “Geçen kampanya döneminde 752 bin ton yaş çay alımı yapıldı. Prestij ürün kapsamında beyaz çay için kilogramı 575 liradan 188 kilogram tomurcuk çay alınmıştır” sözlerini kullandı. Organik çay tarımı faaliyetlerine 2007’de başlanıldığına işaret eden Genel Müdür Alim, şu anda 37 bin 825 dekar alanda organik çay tarımı yapıldığını kaydetti.
Genel Müdür Alim, geçen sene organik havzalardan 34 bin 650 ton organik çay satın alındığını belirterek, bu kapsamda üreticilere bugüne kadar toplam 384 milyon lira ödeme yapıldığını aktardı. Üreticilerden satın alınan yaş çayın bedellerinin, satın almayı takip eden ay içerisinde peşin olarak ödendiğine işaret eden Genel Müdür Yusuf Ziya Alim, “Bu doğrultuda, geçen yılın tamamında alınan 752 bin ton yaş çay karşılığında ve organik çay fark paralarıyla birlikte üreticilerimize toplam 2 milyar 576 milyon lira ödeme yapılmıştır” dedi. Genel Müdür Alim, geçen yıl, kuru çay üretiminin siyah, organik siyah, yeşil, organik yeşil ve beyaz çay olmak üzere toplam 142 bin ton olarak gerçekleştiğinin altını çizerek, “Geçen sene ihracat dahil toplam çay satışı yıl sonu itibarıyla 132 bin ton olarak gerçekleşti” diye konuştu. Son dönemlerde yapımı tamamlanarak üretime alınan fabrikalara dikkati çeken Genel Müdür Alim, yeni çay paketleme fabrikasının 634 milyon liraya, Fındıklı Sümer Çay Fabrikasının ise 98 milyon liraya mal olduğunu aktardı. Çaykur genel Müdürü Yusuf Ziya Alim öte yandan salgın sürecinde faaliyet alanları kapsamında herkesin sağlını koruyacak tedbirlerin alındığını anlattı. Görüş ve önerilerin sunulmasından sonra ÇAYKUR’un 2017 ve 2018 yılı bilanço ve netice hesapları ibra edildi.
Coğrafi işaret yolunda çalışmaları süren ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi tarafından üzerinde yoğun çalışmalar yürütülerek gen havuzu hazırlanan “Derepazarı mandalinası”, tadı ve aroması ile herkesi kendine hayran bıraktığı gibi reçeli de ilgi gördü. Rize Valisi Kemal Çeber, Rize’nin mandalinasının çayından daha eski olduğunu söyledi.
Bir zamanlar Uzakdoğu’dan getirilerek Rize’de ekimi yapılan satsuma cinsi mandalina bölgenin iklim şartlarını sevdi. Öyle ki tadı ve kokusu ile kendisini diğer türlerden ayıran satsuma cinsi mandalina, Rize’nin Derepazarı ilçesinin de meşhur ürünü oldu. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından Rize’nin köyleri tek tek tarandı. Toplanan satsuma cinsi mandalinalar üniversite tarafından oluşturulan seleksiyon bahçesi ile inceleme altına alındı. İçlerinden çıkan 7 çeşit satsuma cinsi mandalina çeşidi için ise Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvuruda bulunuldu. Rize’nin mandalinasının çayından daha eski bir tarihi olduğunu ve herkes tarafından aroması, kokusu ve diğer özellikleri nedeniyle tercih edildiğini dile getiren Rize Valisi Kemal Çeber, “Turunçgillerin üretildiği yerlerde bile Rize mandalinası olarak bilinir ve satılır. Bende Rize Valisi olmadan bunu bilirdim. Gerçekten hem aroması hem içerisindeki vitamin değerleri hem de liflilik oranları gibi özellikleri ile farklı bir mandalina. Rize’de herkes çayı bilir ama mandalina daha eskidir. Neredeyse 150 yıllık geçmişine kadar bilinir, hatta daha eskisi de söylenir. Rize mandalinasının en lezzetli yetiştiği yer olarak da Derepazarı olduğu söylenir. Burada çok güneş alır, rakım biraz daha farklıdır. Bu Derepazarı mandalinası üzerine de çalışmalar yürütülüyor. Bu çalışmalardan bir tanesi de Derepazarı mandalinası reçeli. Artık yurt içi ve yurt dışından gelen misafirlerimize, devlet büyüklerine Derepazarı mandalinası ikram ediyorum ve her birinden çok güzel geriye dönüşler alıyorum. Derepazarı mandalinasının reçelini yiyen, tadan herkes çok beğeniyor. Biz de sofralarımızda beğenerek bulunduruyoruz. Hem vitamin değerleri hem besleyicilik özellikleri hem de liflilik özellikleri ile de sağlığa yararlı. Derepazarı mandalinası aynen ilçemizin yine çok meşhur pidesi gibi önemli bir ürünü olacak ve herkesin sofrasında arzu ederek, beğenerek bulundurduğu gıda çeşidi olacak” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da Derepazarı’nın mandalinasından yapılan reçelin ulaştırıldığını ve tadını çok beğendiğini öğrendiklerini dile getiren Vali Çeber, “Cumhurbaşkanımıza Derepazarı mandalinasından yaptığımız reçeli gönderdik. Tattığı ve çok beğendiği bilgisini de aldık. Cumhurbaşkanımız şeker hassasiyetinden dolayı çok fazla şekerli ürün tüketmiyor ama yöresinin bir ürünü olarak kendisine ulaştı. Memleketin her bir köşesindeki en ufak gelişmeden mutlu olduğu için böyle bir ürünün varlığından da mutlu olduğunu biz biliyoruz. Tadına baktığını ve çok beğendiğini de biliyoruz” şeklinde konuştu. Haber Merkezi
Yıllardır süre gelen ve Rizelileri oldukça rahatsız eden ‘Muhlama mı?’ yoksa ‘Mıhlama mı?’ tartışmaları Muhlama’ya alınan coğrafi işaret ile son buldu.
Rizelilerin yöresel bir yemeği olan Muhlama, tanınmaya başlandıktan sonra ismi dilden dile değişmeye başladı. Bu durum ise Rizelileri oldukça rahatsız etmeye başladı. Kendi yöresel yemekleri olan muhlamaya bir başka isim olan mıhlama denilmesinden rahatsız olan Rizeli vatandaşlar bunu sıklıkla dile getirmeye başladı. Dün itibariyle muhlamaya alınan coğrafi işaret ile bu tartışmalar son buldu. Muhlamanın yanında Rize’nin kokulu üzümünden yapılan tatlısı ‘Pepeçura’ ve artık şehrin sembolü olan ‘Rize çayı’ da coğrafi işaret ile tescillendi.
Konu hakkında açıklama yapan Rize Valisi Kemal Çeber, Rize’nin coğrafi işaretli ürünlerinin alınan son tescil ile 10’a yükseldiğini dile getirerek, “Coğrafi işaretli ürün sayımız Rize olarak 7 idi. Dün itibari ile 3 ürünümüz birden coğrafi işaret aldı. Dün itibariyle coğrafi işaret alan ürünlerimiz Rize Muhlamamız, Rize Pepeçuramız ve Rize Çayımız. Bu işaret bizim için çok önemli. Bu işaret sayesinde biz hem ürünü koruyoruz hem üreticisini koruyoruz hem tüketicisini koruyoruz hem de pazarlama anlamında bundan istifade ediyoruz. Hala daha da coğrafi işaret üzerinde çalıştığımız 20’ye yakın ürünümüz var. Bu işaretleri çoğaltacağız, Rize birçok değere sahip” dedi. Tescil belgesinde de Rizelilerin kullandığı ‘Muhlama’ ifadesinin yer aldığını sözlerine ekleyen Çeber, “Biz tescilimizi muhlama diye aldık. Bana gelen bilgi notunda, resmi evrak itibariyle öyle söyleyebilirim. Hep diyorum ‘2 yıllık Rizeliyim ama en fanatik Rizeliyim’ diye. Bizim büyüklerimiz, dedelerimiz, ninelerimiz en güzelini bilir. Tescili biz Rize Muhalması diye aldık, bizde böyle kullanıyoruz. Mıhlama doğrusudur diyenlerinde affına sığınıyorum ama bende resmi ağızdan konuşuyorum” ifadelerini kullandı. “Bunun özü muhlamadır” Coğrafi işaretlerin bölgelerin kültürlerine değer kattığını dile getiren Kültür ve Turizm İl Müdürü Esra Alemdaroğlu ise, “Coğrafi işaret hem yöreye özgülüğünü simgelemesi hem de şehrin tanıtımı açısından önemli. Bizim hem kültürel hem de turizm tanıtımlarımızda da ifade ettiğimiz ürünlerimiz. Muhalamamız ve Pepeçuramızı biz Rizelilere sorduğumuzda genelde alıştığımız şeyler ama dışardan gelen insanlar pepeçuranın rengine ve böyle tatlı olduğuna çok ciddi şaşırıyorlar” şeklinde konuştu. Mıhlama isminin yanlış olduğunu sözlerine ekleyen Alemdaroğlu, “Biz kendimizi doğru ifade etmeliyiz. Aslında bunun özü muhlamadır. Yazılışında da söylenişinde de mıhlama gördüğümüzde bunu düzeltiyoruz” dedi.
RTEÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Karaman beraberinde Trabzon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu ve Avrasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kenan İnan ile birlikte Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin ve Artvin Valisi Yılmaz Doruk’u ziyaret etti.
RTEÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Karaman heyet ilk olarak, bir süre önce Artvin Çoruh Üniversitesine Rektör olarak atanan Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin’e hayırlı olsun ziyaretinde bulunarak yeni görevinde başarılar diledi.
Ziyarette, Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı Üniversiteler Birliğinin (ÜNİ-DOKAP) önemine dikkat çekilerek eğitim-öğretim, sanat ve kültür, araştırma-geliştirme ve proje, toplumsal hizmet ve bölgesel kalkınma konularında işbirliği içerisinde çalışmaların devam edeceği vurgulandı. Ziyaretin sonunda, Rektör Karaman ile Rektör Bilgin günün anısına karşılıklı hediye takdiminde bulundu. Heyet daha sonra Artvin Valisi Yılmaz Doruk’u ziyaret etti. Ziyarette, üniversitelerin bölgesel kalkınmadaki rolü ve üstlendikleri misyona değinildi. Ziyaretin sonunda Rektör Karaman, Artvin Valiliği anı defterini imzaladı. Vali Doruk ise günün anısına Rektör Karaman’a hediye takdim etti.
Ak Parti Çayeli İlçe Başkanlığı’ndan “Engelliler Topluma Emanettir” düşüncesinden hareketle Çayeli Belediyesi Meclis gündemine taşındı.
Karadeniz Sahil Yolu sebebiyle sahildeki sosyal yaşam alanlarına ve deniz kıyısına erişimleri kısıtlanan engelli hemşehrilerimizin, bu alanlara “Engelsiz” olarak ulaşabilmelerini sağlayacak, üst geçit revizyon ve alt geçit planlamalarını Çayeli Belediyesi Meclis gündemine Ak Parti Çayeli İlçe Başkanlığınca taşındı. Ak Parti Çayeli İlçe Başkanı İshak KARAHAN yaptığı açıklamada; Bizler yaşlısından gencine ilçemizdeki tüm engelli hemşehrilerimizi Yaradanın bizlere, ilçemize birer emaneti olarak görüyor ve onlar için yapılan ve yapılacak olan tüm çalışmaları bir lutüf olarak değil, eksikliği hissedilen hakların, hak sahiplerine teslim edilmesi olarak görüyoruz dedi.
Bölgemizin önemli kanaat önderlerinden Zavendikli Mustafa Yıldız Hoca hakkında İrşad Vakfı tarafından iki önemli eser hazırlandı.
2009 yılında vefat eden bölgenin önemli kanaat önderi Zavendikli Mustafa Yıldız’ın hayatı ve Vaazları kurucusu olduğu İrşad Vakfı tarafından iki cilt olarak basılarak kütüphanelerde yerini aldı. 1932 yılında Güneysu’da doğan Mustafa Yıldız Hocanın hayatı ve vaazları kitaplarının tasarımını Gökhan Koç yaptı yayına Mustafa Okur hazırladı. İrşad Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Ali Saruhan’ın önsözü yazdığı hayatı hakkında ’bizlerde öğrencileri ve sevenleri olarak Zavendikli Mustafa Hocamızın ölümünden sonra çok ah çektik. Keşke hocamızdan biraz daha istifa edebilseydik. Dizlerinin dibinde biraz daha oturabilseydik. Sohbetlerini biraz daha dinleyebilseydik. Artık dini müşküllerimizi çözen, cenazemiz, düğünümüz olduğu zaman kapısını çaldığımız, zekâtımızı güvenle teslim ettiğimiz Zavendikli Mustafa hocamız yok. Oturuşunda, kalkışında, yolda yürüyüşünde, namaz kılışında, selam verişinde, hal ve hareketlerinde sünneti yaşamaya çalışan hocamız yok. Hocam hayatta iken çok sıkıntılar çektin. Kurucusu olduğun İrşad Vakfı eserlerine sahip çıktı. Büyük bir özveriyle emanetlerini daha ileriye taşımak için mücadele ediyor. Velhasıl emanet emin ellerde ’diye yazdı. Rize’mizin Kanaat Önderlerinden Zavendikli Mustafa Yıldız Hocaefendi’nin hayatını anlatan kitap büyük boy 528 sahife olarak basılmış ve hayatı hakkında birçok tanıyanının düşüncelerine yer verilmiş. İRŞAD Vakfı tarafından yayınlanan 2.kitapta hocanın bazı vaazlarına yer verilmiş. 872 sahifelik Vaazları kitabı Vakfın 2.yayını olarak kütüphanelerde yar aldı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş yaptığı açıklamada, “Yaptığımız istişareler neticesinde teravih namazını camilerde değil evlerimizde kılmanın uygun olduğuna karar verdi” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ramazan ayına günler kala önemli açıklamalarda bulundu. Erbaş, “Yaptığımız istişareler neticesinde teravih namazını camilerde değil evlerimizde kılmanın uygun olduğuna karar verdik” dedi. Erbaş, “Şayet bu süreçte salgının seyrine göre camilerimizde teravih namazı kılabilme imkanı olursa bunun da kararını alıp milletimizle paylaşırız” diye konuştu. “ORUÇKEN AŞI OLMAKTA SAKINCA YOK” Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Din İşleri Yüksek Kurulumuzun da açıkladığı gibi gerektiğinde oruçluyken aşı olmakta bir sakınca yoktur ve bu durum orucu bozmaz” uyarısında da bulundu.
AK Parti Rize Milletvekili Muhammed Avcı, İl Başkan yardımcısı Fatih Mehmet Köse, İlçe Başkanı Burak Ak ve İlçe Başkan yardımcısı Ozan Burak Biberoğlu ile birlikte Rize Muhtarlar Federasyonu ve Rize Muhtarlar Derneğinin yeni ofislerine ziyarette bulundu.
Milletvekili Avcı yapılan ziyaretlerde “Muhtarlarımızla sürekli iletişim halindeyiz Pandemi hassasiyetini dikkate alarak diyaloğumuzu sürdürüyoruz. Köylerde ve mahallelerde bizim siyasi temsilcilerimiz başkanlarımız kamu adına temsilcilerimizde muhtarlarımızdır. Dolayısıyla sürekli istişare halinde çalışmaya devam ediyoruz. Rize siyaseti il genelinde sivil toplum örgütleri de içinde olmak üzere bütün paydaşlarıyla çok güzel bir uyum içinde hamdolsun birlikte çalışıyoruz. “Özellikle belirtmemiz gereken birkaç husus var Türkiye’nin en mega projelerinden üç tanesinin daha yatırımının temellerini atıyoruz” Bu bizim için son derece önemli Havalimanımız zaten başlamış son sürat devam ediyor ve inşallah bu senenin sonunda da ilk uçak inecek bütün planlamalar bu yönde şimdi pistin betonlaması asfaltlanması çalışmaları yavaş yavaş başlıyor, bir taraftan da çok hızlı bir şekilde terminal binası inşaatımız devam ediyor. Hakikaten çok hızlı bir şekilde oradaki süreç devam ediyor. “Rize’nin en önemli meselelerinden biri lojistik merkezdi” Allaha hamdolsun Sayın Cumhurbaşkanımızla geçen yıl yapmış olduğumuz bir telefon görüşmesinde de ben özellikle konunun önemini ifade etmiştim. Cumhurbaşkanımız talimatını verdi bizde takibini yaptık. Türkiye’nin en büyük mega işlerinden biridir. Yaklaşık 1.5 katrilyon 2 katrilyon civarında bir yatırımdan bahsediyoruz. İyidere’de bölgemizi iç akslara bağlayacak yani denizden gelen ürünü içeriye transfer edecek, içerden gelen ürünü deniz yoluyla transfer edebilecek bir ticari merkez oluşturulacak. Geldiğimiz noktada o inşaatı hızlı bir şekilde başlatacağız inşallah. “Diğer taraftan Türkiye’nin en önemli yatırımlarından biri de Şehir Hastaneleridir biliyorsunuz.” Rize Şehir Hastanesini yatırım programına aldık yaklaşık 1000 yataklı bir hastane inşallah çok yakın bir zamanda inşaa etmeye başlayacağız. Bütün ilçelerimizi ilgilendiren bir proje bu. Yakında dolgu ihalesini inşallah gerçekleştireceğiz. Gündoğdu bölgesinde yaklaşık 300 dönümlük bir alanı doldurmayı planlıyoruz.300 dönümlük alan içerisinde 1000 yataklı Şehir Hastanemizi inşa etmeye başlayacağız. Bu da bizim için son derece önemli konulardan bir tanesi. “Bütün ilçelerimizi ilgilendiren bir kentsel dönüşüm meselemiz var” Aşağı yukarı bütün ilçelerimizin böyle bir operasyona ihtiyacı var ama biz bu işe merkezden başladık doğru bir örnek ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Yani bunu başarabilirsek bütün ilçelerimize esasında cesaret verecek. Şu ana kadar getirdiğimiz nokta fevkalade önemli bir nokta. Yine bu uyumun burada son derece önemli bir etkisi var. Yani Valisiyle, İl Başkanıyla, Milletvekilleriyle, Belediye Başkanıyla, teşkilatlarımızla,Sivil toplum örgütleriyle tüm paydaşlarla tek bir vücut halinde olduk bir mesele etrafında kümelendik ve bugün ortaya koyduğumuz bu kararlılığın etkisini görüyoruz. Hiç unutmuyorum ilk milletvekili olduğumda ilk takip ettiğim proje buydu. Yıllardır bu binaların durumu konuşuluyordu. Dolayısıyla çok elzem bir husustu bugün geldiğimiz noktada binaların yıkımını gerçekleştirdik. İnşallah 1 -1,5 sene içinde dönüşümü tamamlanacak. Bakıyorum merkezde yapmış olduğumuz dönüşüm diğer ilçelerimizdeki İlçe Başkanlarımızı ve Belediye Başkanlarımızı cesaretlendiriyor bu da bizi sevindiriyor doğrusu. Ortak paydamız Rize, Rize için en iyisi neyse onun takipçisi olacağız” dedi.
İYİ Parti Rize İl Başkanı Av. Ayşe Özyanık emekli amirallerin yayınladığı bildiri ile ilgili sosyal medya paylaşımının ardından hakkında yapılan haber ve yorumlara cevap verdi.
İYİ Parti Rize İl Başkanı Av. Ayşegül Özyanık 103 emekli amiralin gece yarısı Montrö bildirisini yayınlamasının ardından sosyal medya hesabından yaptığı yorumun çarpıtılarak kendisinin darbe yanlısı gibi gösterilmeye çalışıldığını vurgularken herkes haddini bilecek dedi. Özyanık yaptığı açıklamada: “Bu ülkede kimse darbeye yeltenemez ve darbe iması dahi yapamaz. İYİ Parti Demokrasinin karşısında olabilecek hiç bir düşünce ve eylemin içinde olmamıştır. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener de bunu net bir şekilde ifade etmiştir. Karşısında durmuştur. Özellikle belirtmem gerekir ki, hiçkimse ve hiçbir kuruluş benim ifade ettiklerimi bağlamında kopararak beni darbe yanlısı gibi göstermeye kalkışmasın. Her türlü darbenin veya girişimin karşısında oldum, olmaya da devam edeceğim. Bir işgüzar gazetecinin algı haberiyle düşüncelerim çarpıtılmasın. Bu metnin yayınlanma zamanını ve şeklini asla kabul etmiyorum. Bu nedenle emekli amirallerin TOPLU halde ve darbe çağrışımı yapacak şekilde GECE YARISI yayınlamaları asla doğru olmamıştır, tasvip etmemiz mümkün değildir. Amiraller elbette bu metni darbe yapmak veya darbe çağrısı yapmak için kaleme aldıklarına inanmıyorum. Çünkü buna hiç bir gücün tevessül ve cesaret dahi edemeyeceğini biliyorum. Millet iradesi 15 Temmuz’da darbeci hainlere gereken cevabı verdiği için bunu aklından geçirmek kimsenin haddine değildir. Böyle bir imaya sebebiyet verecek metni buna rağmen yayınlamak ise olsa olsa iyiniyet olabileceğini ifade ettim. Üstelik buna rağmen amirallerimizin muhalefetin de sert bir şekilde dile getirdiği konuları bir bildiriyle dile getirmeleri en basit tabirle işbilmezlik olarak tarif edilebilir. Benim ifadelerimden buradan kimseye ekmek çıkmaz. Herkes haddini bilsin” dedi.
Koronavirüs aşısı yaptırmak orucu bozar mı? Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, merak edilen soruya cevap verdi.
Türkiye’de koronavirüse karşı aşılama süreci tüm hızıyla devam ediyor. En çok merak edilen konular arasında yer alan ‘Aşı orucu bozar mı?’ sorusuna Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi’nden yanıt geldi. ‘ORUCU BOZMAZ FAKAT İHTİYATLI HAREKET EDİLMELİ’ Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi İdris Bozkurt, “Kovid-19 aşısı dahil olmak üzere hiçbir aşının içerisinde besleyici vitamin ve gıda içerikli bir madde bulunmamaktadır. Böyle şeyin vücuda zerk edilmesi orucu bozmamaktadır fakat ihtiyatlı hareket etmek açısında iftar ve imsak arasında olunabilir.” dedi. Koronavirüs aşısı orucu bozar mı? Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi İdris Bozkurt merake dilen soruya yanıt verdi. Koronavirüs aşısı orucu bozar mı? Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi İdris Bozkurt merake dilen soruya yanıt verdi. Bozkurt, yaptığı açıklamada, vücuda giren besleyici gıda ve vitaminlerin dışındaki maddelerin ise orucu bozmadığını söyledi. Aşıların içeriğinde vücudu besleyici vitamin veya gıda içerikli bir içerikleri olmadığından orucu bozmadığını fakat bu konuda göz ardı edilmemesi gerekenin şüpheli şeylerden hep uzak durup şüphesizlere yönelmek olduğuna değinen Bozkurt, ramazan boyunca oruca engel olabilecek her şeyden uzak durulması gerektiğine işaret etti. AŞI OLMAK ZORUNDAYIZ’ Gün içerisinde oruçluyken Kovid-19 aşısını yaptırmak zorunda olanların ya da randevusu gün içinde verilenlerin rahatlıkla aşısını yaptırabileceğini aktaran Bozkurt, “Çünkü sağlığı korumak, sağlıklı kalabilmek ve bulaşı önlemek için bu önemli bir tedbirdir. Haliyle bundan uzak durmamak için aşı olmak zorundayız. Bu aşıyı olmak zorunda olan insanlara orucun engel olmadığını hatırlatmak isterim.” şeklinde konuştu. ‘KEFARET GEREKMEZ’ Kovid-19 aşısının orucu bozmaması nedeniyle kaza ve kefaretin gerekmediğini vurgulayan Bozkurt, “Kovid-19 aşısı dahil olmak üzere hiçbir aşının içerisinde besleyici vitamin ve gıda içerikli bir madde bulunmamaktadır. Böyle şeyin vücuda zerk edilmesi orucu bozmamaktadır fakat ihtiyatlı hareket etmek açısında iftar ve imsak arasında olunabilir. Ancak gün içinde olmak isteyenler varsa olabilir, oruca zarar vermeyecektir bu durum.” değerlendirmesinde bulundu. KORUYUCU TEDBİRLERE RİAYET ETMEMİZ GEREKİYOR’ Vatandaşların salgından korunması gerektiğinin altını çizen Bozkurt, “Toplum sağlığını tehlikeye atacak davranışlardan uzak durmamız gerekiyor. Koruyucu tedbirler nelerse onlara riayet etmemiz gerekiyor. Riayet etmediğimiz takdirde hem kuralsız hareket etmiş oluruz hem de vebale girmiş oluruz. Başkasının hukukunu da ihlal etmiş oluruz ki bu da büyük bir günahtır. Aşı olmamak kişilerin tercihidir ama toplum sağlığını da mutlaka dikkate almaları gerekir.” sözlerine yer verdi. AŞI ORUCU BOZAR MI? CÜBBELİ AHMET HOCA’DAN AÇIKLAMA! Cübbeli Ahmet Hoca olarak Ahmet Mahmut Ünlü de aşının orucu bozup bozmayacağına ilişkin açıklama yaptı. Twitter hesabından açıklama yapan Ünlü, ”Oruçluyken Aşı Olmanın Hükmü Doktorlar bu hususta açıklama bekliyorlar. İmâm-ı Tahâvî, İmâm-ı Ebû Yûsuf’tan naklen iğne olmanın orucu bozmadığını zikretmiştir. Dolayısıyla aşı vakti gelenler ve aşıya çağrılanlar mutlakâ icâbet etsinler, oruçları bozulur diye endişe etmesinler. Lâkin Ramazan’dan sonra ihtiyâten aşı oldukları güne niyetle bir gün oruç tutarlarsa daha iyi olur.” ifadelerini kullandı.